Işık Evren ve Anti Evren
Gelelim evren ve anti evren kavramlarını açmaya, konulardan biri de buydu.
Her varlık kendi içinde evrenin ve anti evrenin tüm yoğunluk derecelerini ve alt yoğunluk dereceleri de diyebileceğimiz sonsuz boyutsal ortam ve zamanları taşımaktadır.
Varlığın seçimleri bu sonsuz yolculukta onu nereye götürürse götürsün asıl plan diğer tüm varlıklarla aynı ve Birdir. Gideceği nihai nokta o Bir olma halidir.
Seçimler özgür iradeyle yapılır, ancak seçimlerin yapılacağı mekan ve zaman malzemeleri aynı Bir olan planın parçası veya kendisidir.
Varlık nedir noktasına geldiğimizde Bir olan planla direkt bağlantıda olan ve Ona ait olan ya da kendisi olan Yaşam Enerjisini yine tekamül deneyimleri aracılığıyla geliştirmek için uygulayıcı olan Yüksek Benliği veya Rab(eğitmen) varlığını biliyoruz. Rab tüm alt tekamül deneyimlerinin veya illüzyonik kalıpların sanal yaşadıklarının bir manzumesi nihai ürünüdür.
Ve bu Rab nihai sonucu, aldığı Yaşam Enerjisini sonsuz denebilecek yaratım safhalarında yani anti evren veya evren (metafizik evren veya madde evren) lerde active etmektedir. HAY denilen Yaşam Enerjisi Bir olanın kendisidir ve bunu Ruh denilen süptil ve ışık hızından hızlı mekik formuyla işlettirir. Ruh Yüksek Benliğin de takındığı isimdir denebilir veya ruh kopyası diyerek Yüksek Benliğin yarattığı tüm sanal kalıpsal formlara üflediği veya gönderdiği kısımlardır da denebilir. Bu Yaşam Enerjisi olmadan hiç bir illüzyon kalıp active olmaz.
Yani Kuran’da denilen size Ruhtan çok az bir kısım verilmiştir veya Ruh Allahtandır sözleri burada yerine oturur.
Yüksek Benliğin ve Benliklerin kendisi de Bir Olana göre bir illüzyon ve sadece tekamül yani sonsuz yeni deneyim için kalıp üreten bir şekillendiricidir. Sonuçta onun da hedefi yukarı çıkıp Bir Olanda yanmak erimektir. Tüm çekilen acı ve deneyimler benim hergün küfrettiğim yaşananların sebebi hep bu kuklacının yediği nanelerdir.
Konuyu dağıtmadan devam edelim, Yüksek Benlik Rab katıyla Bir Olan Allah katının nasıl bir hiyerarşik yapıda olduğuna benim aklım ermez ama az çok tahmin edebiliyorum. Sonsuz bir düzen ve karmaşık yapı olsa gerek.
Bu ön bilgiyi bir kenara bırakırsak konumuz anti evren ve evrendi. Hep şunu düşündüm uzun zamandır. Iç içe geçmiş sonsuz halkalar ve ortada duran bir nokta. Nötr olan bu noktanın iki yanında birbirine tamamen ters olan iki düzen ve bu iki düzen daima birbirini etkilemekte tetiklemekte. Her ikisi içinde de belli bir düzeye kadar kutbiyet tekamülü var, belli bir seviyeden sonra yok. O halde Yüksek Benlikler de farklı olmalı yani ikiz ama birbirinin tersi olmalı. Ama ikisi de ayna gibi biri aynanın önü diğeri aynanın arkası. Dr Strange izleyenler bilirler ayna evrene geçelim bahsini, aynı onun gibi..
Veya astral diyelim biraz da kafamızı farklı çalıştıralım. Astral neresidir? Düşüncelerin olduğu yer mi? Düşünce ışık hızından hızlı mıdır? Evet hızlıdır. Peki düşünce maddeyi oluşturur mu? Evet oluşturur.
Düşüncelerinizden bile neden sorumlusunuz? Düşüncenizle yaratıyorsunuz degil mi? Tabii ki öyle…
O zaman düşüncenin efendi olduğu astral anti evren midir? Evet öyledir. Maddenin tersi midir evet tersidir. Ne kadar tezat degil mi? Bir şeyin tersi kendisini yaratıyor. Ama yaratılması için her iki yönlü malzeme ve aktiflik yıldırımı gerek. Bu ne Bir Olanın kendi Ruhu denen Yaşam Enerjisi HAY kuvveti.. Sonsuz danslar sonsuz yaratımlar sonsuz yokoluşlar.
Kendini mi seyretmeyi dilemiş, herhalde yalnızlıktan çok sıkılmış olmalı hadsizlik yapalım biraz..
Peki bizim madde evrenimiz yani ışık evrenimiz veya ışık evrenlerin tamamı burada parallelleri söylemezsek ayıp olur, mekanda yürüyen zaman aracıyla(ki zaman her yoğunlukda farklı özelliklere sahiptir) aktifleşiyorsa bunun tersi ne ola ki?
Yani anti evren dediğimiz karanlık evrenden bahsediyorum. Neden karanlık sizce? Negatif olduğu için mi? Hayır orada da her iki kutbiyet siz ona pozitif ve negatif deyin var. Süptil oluşumlar evreni veya evrenleri. Aynanın diğer yüzü..
Anti evrende herşeyin tersi varsa ve madde evreninde(1.den 7.ye kadar 7 ışık atomik çekirdek evreni) mekanda giden göreceli zamanlar varsa tersinde ne ola ki?
Yoksa zamanda giden göreceli mekanlar mı var? Aklımız almıyor bu nasıl bir görü? Yoksa ışık orada ışık hızını aşıyor da kütle eriyor ve mekanlar görünmez mi oluyor? Böyle olunca da zaman bir sabit araç aynı madde evreninde mekanın sabit araç olması gibi ve değişen bu sefer mekanlar.
Ya ruh kopyası bizden bahsedersek insan öldüğünde nereye gidiyor? Anti evrene mi? Evet anti evrene gidiyor? Orada şifalanıyor ve bir sonraki Yüksek Benlik deneyimi için hazırlanıyor , nerede başka bir yaşamsal formda restart vermek için, nasıl mı, önceki deneyimi unutarak…
Bu anti evrende ruh bütünleşik kopya yapısı(beden terki olduğunda) gümüş kordonla spatyom denilen şifa merkezine gider. Bu merkez 5.yoğunluk anti evrenindedir. Burada her bir ruh bütünleşik formuna göre çok hassas idrak merkezleri ya da ona özel simile hücreleri oluşturulur. Buralarda süzme bakiye ruh kopyası deneyimlerinin idrakına kendine özel cennet ve cehennem ortamlarında vardırılır. Anti evrende uyumsuzlukları düzeltme imkanı yoktur ancak idrak etme,anlama ve bir sonraki deneyimin planlanması rehberler eşliğinde imkanı vardır. Bu uyumsuzlukları bedenlenen ruh kopyası enkarnasyon sırasında düzeltme imkanına sahiptir. Yani yaptığı hataların farkına varıp ya da hatırlayıp kendini affetme işlevini hayata geçirme imkanı..
Affetme olayı kendi yaptıklarını kendisinin affetmesi ne demektir? Kendini affeden sen misin yoksa sendeki ağacın kökündeki Yaradan mı? Ben kendim yarattım tüm düzeni Kendimi Bilmek için ve Bildim yaptıklarımın sonucunu gördüm razı oldum tatmin oldum ve herşeyi bunun için yarattım, o halde yaşanmış herşeyde yarattığım sanallığı bilerek sonucunu kendimde buluyorum. Her şanda başka yaratıp her şanda farklı bir yüzümü görüyorum. Yarattıklarımla hayat bulup HAY olduğumu yeniden yeniden ve sonsuza kadar kendimde biliyorum.
Anlaması çok zor ama bu olsa gerek… Bir Olma ve sadece kendinin olduğunu bilme, tüm sonsuz döngülerde kendini görme hali… Lafını nasıl etsem acaba bunları söyleyen ben miyim yoksa zaten ben diyen O mu?
En iyisi susayım…
A.A.
Her varlık kendi içinde evrenin ve anti evrenin tüm yoğunluk derecelerini ve alt yoğunluk dereceleri de diyebileceğimiz sonsuz boyutsal ortam ve zamanları taşımaktadır.
Varlığın seçimleri bu sonsuz yolculukta onu nereye götürürse götürsün asıl plan diğer tüm varlıklarla aynı ve Birdir. Gideceği nihai nokta o Bir olma halidir.
Seçimler özgür iradeyle yapılır, ancak seçimlerin yapılacağı mekan ve zaman malzemeleri aynı Bir olan planın parçası veya kendisidir.
Varlık nedir noktasına geldiğimizde Bir olan planla direkt bağlantıda olan ve Ona ait olan ya da kendisi olan Yaşam Enerjisini yine tekamül deneyimleri aracılığıyla geliştirmek için uygulayıcı olan Yüksek Benliği veya Rab(eğitmen) varlığını biliyoruz. Rab tüm alt tekamül deneyimlerinin veya illüzyonik kalıpların sanal yaşadıklarının bir manzumesi nihai ürünüdür.
Ve bu Rab nihai sonucu, aldığı Yaşam Enerjisini sonsuz denebilecek yaratım safhalarında yani anti evren veya evren (metafizik evren veya madde evren) lerde active etmektedir. HAY denilen Yaşam Enerjisi Bir olanın kendisidir ve bunu Ruh denilen süptil ve ışık hızından hızlı mekik formuyla işlettirir. Ruh Yüksek Benliğin de takındığı isimdir denebilir veya ruh kopyası diyerek Yüksek Benliğin yarattığı tüm sanal kalıpsal formlara üflediği veya gönderdiği kısımlardır da denebilir. Bu Yaşam Enerjisi olmadan hiç bir illüzyon kalıp active olmaz.
Yani Kuran’da denilen size Ruhtan çok az bir kısım verilmiştir veya Ruh Allahtandır sözleri burada yerine oturur.
Yüksek Benliğin ve Benliklerin kendisi de Bir Olana göre bir illüzyon ve sadece tekamül yani sonsuz yeni deneyim için kalıp üreten bir şekillendiricidir. Sonuçta onun da hedefi yukarı çıkıp Bir Olanda yanmak erimektir. Tüm çekilen acı ve deneyimler benim hergün küfrettiğim yaşananların sebebi hep bu kuklacının yediği nanelerdir.
Konuyu dağıtmadan devam edelim, Yüksek Benlik Rab katıyla Bir Olan Allah katının nasıl bir hiyerarşik yapıda olduğuna benim aklım ermez ama az çok tahmin edebiliyorum. Sonsuz bir düzen ve karmaşık yapı olsa gerek.
Bu ön bilgiyi bir kenara bırakırsak konumuz anti evren ve evrendi. Hep şunu düşündüm uzun zamandır. Iç içe geçmiş sonsuz halkalar ve ortada duran bir nokta. Nötr olan bu noktanın iki yanında birbirine tamamen ters olan iki düzen ve bu iki düzen daima birbirini etkilemekte tetiklemekte. Her ikisi içinde de belli bir düzeye kadar kutbiyet tekamülü var, belli bir seviyeden sonra yok. O halde Yüksek Benlikler de farklı olmalı yani ikiz ama birbirinin tersi olmalı. Ama ikisi de ayna gibi biri aynanın önü diğeri aynanın arkası. Dr Strange izleyenler bilirler ayna evrene geçelim bahsini, aynı onun gibi..
Veya astral diyelim biraz da kafamızı farklı çalıştıralım. Astral neresidir? Düşüncelerin olduğu yer mi? Düşünce ışık hızından hızlı mıdır? Evet hızlıdır. Peki düşünce maddeyi oluşturur mu? Evet oluşturur.
Düşüncelerinizden bile neden sorumlusunuz? Düşüncenizle yaratıyorsunuz degil mi? Tabii ki öyle…
O zaman düşüncenin efendi olduğu astral anti evren midir? Evet öyledir. Maddenin tersi midir evet tersidir. Ne kadar tezat degil mi? Bir şeyin tersi kendisini yaratıyor. Ama yaratılması için her iki yönlü malzeme ve aktiflik yıldırımı gerek. Bu ne Bir Olanın kendi Ruhu denen Yaşam Enerjisi HAY kuvveti.. Sonsuz danslar sonsuz yaratımlar sonsuz yokoluşlar.
Kendini mi seyretmeyi dilemiş, herhalde yalnızlıktan çok sıkılmış olmalı hadsizlik yapalım biraz..
Peki bizim madde evrenimiz yani ışık evrenimiz veya ışık evrenlerin tamamı burada parallelleri söylemezsek ayıp olur, mekanda yürüyen zaman aracıyla(ki zaman her yoğunlukda farklı özelliklere sahiptir) aktifleşiyorsa bunun tersi ne ola ki?
Yani anti evren dediğimiz karanlık evrenden bahsediyorum. Neden karanlık sizce? Negatif olduğu için mi? Hayır orada da her iki kutbiyet siz ona pozitif ve negatif deyin var. Süptil oluşumlar evreni veya evrenleri. Aynanın diğer yüzü..
Anti evrende herşeyin tersi varsa ve madde evreninde(1.den 7.ye kadar 7 ışık atomik çekirdek evreni) mekanda giden göreceli zamanlar varsa tersinde ne ola ki?
Yoksa zamanda giden göreceli mekanlar mı var? Aklımız almıyor bu nasıl bir görü? Yoksa ışık orada ışık hızını aşıyor da kütle eriyor ve mekanlar görünmez mi oluyor? Böyle olunca da zaman bir sabit araç aynı madde evreninde mekanın sabit araç olması gibi ve değişen bu sefer mekanlar.
Ya ruh kopyası bizden bahsedersek insan öldüğünde nereye gidiyor? Anti evrene mi? Evet anti evrene gidiyor? Orada şifalanıyor ve bir sonraki Yüksek Benlik deneyimi için hazırlanıyor , nerede başka bir yaşamsal formda restart vermek için, nasıl mı, önceki deneyimi unutarak…
Bu anti evrende ruh bütünleşik kopya yapısı(beden terki olduğunda) gümüş kordonla spatyom denilen şifa merkezine gider. Bu merkez 5.yoğunluk anti evrenindedir. Burada her bir ruh bütünleşik formuna göre çok hassas idrak merkezleri ya da ona özel simile hücreleri oluşturulur. Buralarda süzme bakiye ruh kopyası deneyimlerinin idrakına kendine özel cennet ve cehennem ortamlarında vardırılır. Anti evrende uyumsuzlukları düzeltme imkanı yoktur ancak idrak etme,anlama ve bir sonraki deneyimin planlanması rehberler eşliğinde imkanı vardır. Bu uyumsuzlukları bedenlenen ruh kopyası enkarnasyon sırasında düzeltme imkanına sahiptir. Yani yaptığı hataların farkına varıp ya da hatırlayıp kendini affetme işlevini hayata geçirme imkanı..
Affetme olayı kendi yaptıklarını kendisinin affetmesi ne demektir? Kendini affeden sen misin yoksa sendeki ağacın kökündeki Yaradan mı? Ben kendim yarattım tüm düzeni Kendimi Bilmek için ve Bildim yaptıklarımın sonucunu gördüm razı oldum tatmin oldum ve herşeyi bunun için yarattım, o halde yaşanmış herşeyde yarattığım sanallığı bilerek sonucunu kendimde buluyorum. Her şanda başka yaratıp her şanda farklı bir yüzümü görüyorum. Yarattıklarımla hayat bulup HAY olduğumu yeniden yeniden ve sonsuza kadar kendimde biliyorum.
Anlaması çok zor ama bu olsa gerek… Bir Olma ve sadece kendinin olduğunu bilme, tüm sonsuz döngülerde kendini görme hali… Lafını nasıl etsem acaba bunları söyleyen ben miyim yoksa zaten ben diyen O mu?
En iyisi susayım…
A.A.
ve sükun...
YanıtlaSil